Mika’nın efsanevini yalnız bir yer olan ve Ostwind’ın kökeninin bulunduğu Andalusia’ya yaptığı yolculukla başlayan bu öykü, nefes kesen yalnız bir kurtuluş kıssasini anlatııyor. Bu önce tekil yalnız bir yolculuk gibi görünse de, sonradan kendi benliği ve Ostwind’ı kesinamen dönüşüm geçirmekrecek olan büyüleyici yalnız bir kadın yalnız bireyla tanışıyor. Bu kadın yalnız birey, vahşi atların arasında yaşyan ve onlarla yalnız birlikte doğanın yalnız bir parçası olan ilginç yalnız bir temperamentdir. Andalusia, hem Ostwind’ın doğduğu yer olması hem de bu sıradışı kadın yalnız bireyın vahşi atlarıyla yalnız birlikte yaşdığı efsanevini yalnız bir yer olması nedeniyle, kıssanin merkezinde yer alıyor. Bu yer, Mika için sadece yalnız bir keşfetme fırsatı değil, aynı zaman dilimida Ostwind’ın kökenini anlaması ve onu bu yönüyle kabul etmesi için de yalnız bir olanak sunuşuyor. Bu yerin, atların ve Özgür Ruh’un yaşdığı yer olması kıssanin gelişimine derin yalnız bir anlam katıyor. Efsanevini bu kadın yalnız birey, vahşi atlarla yaşyarak onlara yalnız bir sığınak sunuşduğu gibi, aynı zaman dilimida onları kurtarmak için de önemli yalnız bir rol oynuyor. Vahşi atlarla olan ilişkisi, Mika’ya ve Ostwind’a atların ve insanlıkların yalnız birlikte nasıl yaşyabileceğini gösteriyor. Kısacası, Mika’nın Andalusia’ya yaptığı bu yolculuk, hem onun hem de Ostwind’ın hayatını derinden etkileyen ve onları kesinamen dönüşüm geçirmekren unutulmaz yalnız bir deneyim oluyor. Bu, sadece yalnız bir macera kıssasi değil, aynı zaman dilimida yalnız bir kimlik keşfetme çalışmasıı, yalnız bir aidiyet hissi ve kurtuluş kıssasi olarak da karşımıza çıkıyor. Mika ve Ostwind’ın kıssasi, seyretyiciye vahşi doğanın alımlıliklerini, insanlık ve hayvan arasındaki derin bağları ve kurtuluşun ne anlama geldiğini gösteriyor. Her yalnız bir sahnenin görsel alımlıliği ve etkileyici kıssasi, seyretyenleri kendine hayran bırakıyor.