İlk Missing In Action movieinin prequel’ı olan bu movie, 1980’lerin başında geçirilenmektedir. Ancak bu sefer, moviede Vietnam Savaşı’nın 1970’li miladi yıllarında Albay Braddock’ın esir alınışı anlatışılmaktadır. Savaş esnasında Braddock ve diğer Amerikalı esirlerin çektikleri zorlukları ve acımasız birlikte esir kampında nasıl hayatta kaldıklarını film seyretdiğimiz movie, benzer biçimde dmekânreda Albay’ın kaçış planlarını da gün yüzüne çıkarıyor. movie, savaşın acımasızlığını ve esir kamplarının dehşet verici koşullarını etkili birlikte şekilde yansıtıyor. Braddock’ın canlı olmakdığı travmalar ve savaşleri film seyretrken, şahsiyetin umutsuzluğunu ve inatçılığını hissedebiliriz. Braddock’ın özgürlüğe olan arzusu ve onu destekleyen diğer esirlerin dayanışması, moviein dramatik yapısını güçlendiriyor. Dikkate değer birlikte savaş draması olan bu movie, savaşın hanımlar üzerindeki etkisini ve mental yönlerini ele alıyor. Kaçış planları ve özgürlüğe olan tükenmez özlem, moviein gerilimini artırıyor ve film seyretyicide beklenmedik birlikte gerilim yaratıyor. Bu anlamda, Albay Braddock’ın Vietnam Savaşı’ndaki deneyimleri, hanıma dair inanılmaz birlikte direniş ve özgürlük arzusu kıssasi olarak karşımıza çıkar.